Köpeğiniz büyük ve hüzünlü gözleriyle size bakarken suçluluk duygusu hissediyor mu yoksa sadece sizin kızgın olduğunuzu mu anladı? Hayvanlar başka hayvanlara yaptıkları yüzünden suçluluk duyabilir mi? Bu soruların cevapları için bu konuda yapılmış olan deneylere bakalım.

Hayvanlardaki “suçluluk” duygusundan bahsederken iki şey üstünde duruluyor. İlki, hayvanların bazı eylemlerin yanlış olduğunu bilmeleri. İkincisi, hayvanların yanlış şeyi yapmamayı önemsemeleri. Deneyde köpekler ve sahipleri bir laboratuvar odasına konulmuş, odadaki masaya yemekler servis edilmiş ve bilinen bir kural olarak köpeklerin masadaki yemekleri yemesi yasak edilmiş. Sonrasında iki test yapılmış, ilkinde köpeğin sahibi masadaki yemeği bırakarak odayı terk etmiş, köpek yemeği yiyebilir ya da yememeyi tercih edebilir. İkincisinde sahibi tarafından masada bırakılan yemek araştırmacılar tarafından alındı. Dolayısıyla köpeğin yemeği yeme şansı kalmadı. Sahipleri odaya geri döndüklerinde, olaydan habersiz olan sahiplere köpeğin yemeği yediği ya da yemediği söylendi. Buna göre sahipler köpekleri ödüllendirdiler ya da cezalandırdılar.

Cezalandırılan iki grupta da suçluluk duygusu gözlemlendi. Buradan bakarsak köpeklerin suçluluk duygusu duymadıkları sadece cezalandırıldıklarında öyle davrandıkları söylenebilir. Ancak üçüncü yapılan bir testte, yemeği yeme şansı bulamayan köpeklerle yemeği yiyen köpekler sahipleri tarafından ödüllendirildiklerinde, ödüllendirilmelerine rağmen yemeği yiyen köpeklerde suçluluk duygusu görüldü.

Hayvanlarda ahlak duygularının var olduğuna dair yapılmış olan araştırmalar var. Bir araştırmada bir grup fare yemek yediklerinde başka bir grup fareye elektrik verilmiş. Bunun sonucunda, aç olsalar bile farelerin yemek yemedikleri görülmüş. Kurtların kendilerinden zayıf olan kurtlarla oynarken son derece nazik oldukları görülmüş.

Hayvan davranışları konusunda da detaylı çalışmalar ve analizler yapan Charles Robert Darwin, 1872 yılında yayınladığı İnsan ve Hayvanlarda Davranışların İfadesi isimli kitabında utanma davranışını insana has bir özellik olarak göstermektedir. Uzun yıllar boyunca bu konudaki tek araştırma olarak tarihe yazılan bu çalışma, sonrasında diğer bilim insanlarının da çalışmalarıyla güncellenmiştir. Ancak halen utanma davranışının kökenlerini ve hangi türlerde görüldüğünü belirlemek konusunda sıkıntılar bulunmaktadır.

Darwin’in, 1839’da Thomas Burgess tarafından yapılan bir çalışmayı değerlendirirken, utanmayı ve bunun sonucunda kızarmayı da şu sebebe bağlamıştır:

Utanma ve bunun sonucunda oluşan kızarma, başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğünü düşünmemiz sebebiyle tetiklenmektedir.

Utanma davranışını sadece insanlarda gördüğümüz iddiası tartışmalıdır. Çünkü utanma belirtisi olarak kızarma sadece insanlara has bir davranış olsa da, herhangi bir fizyolojik tepki vermeden oluşan utanma diğer hayvanlarda da görülüyor olabilir. Örneğin bebeklerin ya da diğer hayvanların kızarmama sebepleri böyle bir fizyolojik mekanizmadan yoksun olmaları veya bunun henüz gelişmemiş olması olabilir. Ancak daha ötesinde, kızarmaya sebep olacak olan utanmayı bilişsel olarak algılayamıyor olmaları da bunun temel sebebi olabilir. Dolayısıyla kızarmanın evrimsel geçmişi, utanma davranışının evrimsel geçmişiyle birinci dereceden bağlantılıdır.

Pişmanlığa bağlı utanç, sıkıntıya bağlı utanç ve suça bağlı utanç şeklinde farklı utanç kavramları belirlenebilir. Tüm bunlar, beynimizin en dış kısmında, neokortekste değerlendirilip, fizyolojik tepkiler üretilen davranışlardır. Dolayısıyla neokorteks bakımından evrimsel açıdan belli bir noktanın üzerinde olmayan türlerde bu davranışları görmeyi beklemek hatalı olacaktır.

Yapılan araştırmalar, beynimizin içinde bulunulan bir durumu değerlendirdikten sonra utanç tepkisini oluşturduğunu göstermektedir. Diğer hayvanlarda, insanlarda görülen yansıtıcı tepkiler bulunmadığından, utancın da bulunamayacağı düşünülmektedir. Yani bir köpek bir hata yaptığında başını öne eğerek uysallaşması, “utanç duyduğu” için değil, daha önceki seferlerde bunu yaptığında sahibinin öfkesinin dinmesinden ötürü bir yöntem olarak bellemesinden olabilir. Yani köpekler, istenmeden de olsa şartlanmış oldukları için hata sonrası utanç benzeri davranışlar sergiliyor olabilirler. Çünkü insanlardaki utanç, utancın farkındalığını gerektirmektedir ve insan harici hayvanlarda bu durumun bilişsel olarak algılandığı tespit edilememiştir.

Utanç, üst düzey bir bilişsel tepki olarak önemli bilgiler sunmaktadır. Utanç duyan bir birey, kendi benliğinin ötesine geçebilir, kendisini dışarıdan algılayabilir ve bunun sonucunda rahatsızlık, suç veya pişmanlık duyarak utanabilir. Bunu başarabilmek için yüksek evrimsel basamakta olan bir beyin gerekmektedir. En yakın kuzenlerimizde bile henüz bu mekanizmalara rastlamıyor oluşumuz, bizimkinin 5’te 1’i kadar beyne sahip olan; buna rağmen bize çok yakın davranışlara sahip bu türlerin gelecekte bize benzer ya da bizdekileri andıran diğer nitelikleri evrimleştirebileceklerini de düşündürmektedir. Belki de bizde bile olmayan tamamen farklı davranışlar da geliştirebileceklerdir.

Öte yandan utanca bağlı olabileceği düşünülen davranışlar da tespit edilmiştir. Örneğin davranış bilimci Hauser’in yaptığı şu gözleme kulak vererek, kafalarda olan soru işaretlerini arttırarak bitirelim:

Yeni çiftleşmeyi bitirmiş bir rhesus maymunu, başı dik, gözleri yukarıya bakan, esnek ve kendinden emin bir şekilde yürümekteydi. Bir anlık dikkatsizlik sonucu ufak bir deliğe düşüverdi. Hızlı hareketlerle düştüğü delikten kurtulan maymunun davranışları ilginçti. Hızla etrafı kolaçan etti. Biri izliyor muydu? Görünüşe göre etrafta kimse yoktu. Maymun, ancak etrafta diğer maymunların olmadığını anladıktan sonra eski kendinden emin davranışlarına döndü.

Bunun gibi gözlemler, utanç olmasa bile utancı bile oluşturmak için gerekli farkındalık ve özbilincin insan harici türlerde de bulunduğunu düşündürmektedir.

Paylaş