Zaman zaman ortalık “köpek çocuğa saldırdı” haberleriyle çalkalanır, medyamızda gangster görünümlü bir Pitbull fotoğrafı yayınlanır (aslında aynı fotoğraf birçok saldırı haberinde kullanılmıştır) ve suçlu yine Pitbull’ lar ya da sokak köpekleri olur. İlgili kurumlar Pitbull’ u yasaklayarak zaten görevlerini yapmışlardır, hatta hemen bir iki ırkı daha yasaklı listesine eklerler, ardından basın demeçleri verilir, ilgili yerlere talimatlar yazılır, belediyeler de boş durmaz ve gizlice itlaflar başlar. Bir süre sonra her şey normale döner ve olan ısırılan çocuğumuza ve itlaf edilen köpeklere olur. Bu arada Pitbull’ un kötü şöhreti de iyiden iyiye artar.
Peki, hallolan nedir? Hiç bir şey. Hiçbir şey hallolmadığına göre bu haberleri hala duymaya devam edecek miyiz? Maalesef ki edeceğiz.
Bu yazımızda söz ettiğimiz aynı nakaratı tekrar yaşamamak için köpek davranışları konusunda toplumun bilinçlendirilmesinin önemini vurgulayacağız.
Köpek durup dururken insana saldırmaz!;
Evet, “çok istisnalar dışında hiçbir köpek durup dururken insana saldırmaz” diyoruz. Bu hayvanın doğasına aykırı bir şey. Isırma, köpeğin zevk aldığı bir davranış değildir. Tam tersi köpeğin stresli bir durum karşısında verdiği bir tepkidir. O halde bu köpekler bu insanları neden ısırıyor, bunun analizini iyi yapmalıyız.
Keşke medya köpek saldırısının haberini yaparken köpek ne oldu da saldırmış onu da yazsa, vatandaşın bilinçlenmesine ciddi katkıda bulunur. Çünkü işin çözümü kuru lafta ya da kanun maddelerinde değil, bu bilinçte yatıyor. Isırmaları engellemenin yolu bilgiden geçiyor!;
Yıllardır yazıyorum, her yerde söylüyorum. ABD’de her yıl 4 milyon saldırı vakası oluyor. Bunun önüne geçmek için adamlar “köpek ısırmalarından korunma” haftaları düzenleyerek insanları bilinçlendirmeye çalışıyorlar. İşte bizim de buna ihtiyacımız var. Çünkü köpeği saldırıya kışkırtan ve genellikle farkında olmadığımız hareketlerimizin önüne geçersek, ayrıca herhangi bir saldırı durumunda ne yapacağımızı bilirsek büyük olasılıkla problem yaşamayız.
Lütfen şunu kabul edelim, büyük, küçük, dişi, erkek, yavru, yaşlı, tatlı, sevimli, cana yakın fark etmez her köpek ısırabilir. Yeter ki onu ısırmaya sevk eden kışkırtıcı bir uyaran olsun. “Bebek yüzlü Pomeranian ırkı köpeğin bile ısırarak insan ölümüne neden olabildiğini” söylersem sanırım bana daha fazla hak verirsiniz.
Peki, Pitbull durup dururken saldırır mı?;
Kesinlikle hayır! İddia edildiğinin aksine Pitbull’ ların doğuştan saldırgan olduğunu destekleyecek hiçbir bilimsel bilgi yoktur. Hatta iyi bir aile köpeğidir. Dünyada köpek ısırmalarına dair istatistiklerinde de ilk sırada değildir. Ancak çok güçlü olması nedeniyle saldırı sonucu ölümlere yol açmada maalesef ön sıradadır. Aslında her köpek için agresyon doğal ve gerekli olabilecek bir davranıştır. Bu davranışı törpüleyecek ya da körükleyecek olan hayvan sahibidir.
Sahipleri bilerek ya da bilmeyerek bu hayvanı hatalı olarak eğitirse zaten çok güçlü oldukları için tehlikeli olabilirler. Sahibi köpeği, sosyalleştirmez, saldırgan davranışları onaylar ve ödüllendirir, ya da bizzat köpeğe şiddet uygularsa agresyon doğal bir davranış olmaktan çıkıp bir davranış bozukluğu haline gelir.
Bir de bilindiği gibi bu köpeği özellikle saldırgan yetiştiren psikopatlar da vardır. Bunlar genellikle köpeği ruhsat gerekmeyen bir silah olarak yanlarında dolaştırırlar ya da insanları köpek vasıtasıyla ürkütmekten zevk alırlar. Medyatik bir köpekle dolaşarak aşağılık duygularından kurtulmaya çalışırlar.
Diğer bir nokta da, hep Pitbull’u ya da sahibini suçluyoruz ama aslında saldırıya uğrayan kişinin yaptığı hatalar var mı? Bunu da değerlendirmek lazım. Yukarda da değindiğimiz gibi medya bu tür haberleri yaparken köpeğin neden bu saldırıyı yapmış olduğunu incelerse olayların çoğunda köpeğin durup dururken değil, karşıdakinin yaptığı hareketlerden tahrik olup yaptığı anlaşılacaktır.
Köpekler neden saldırırlar?;
Öncelikle şunu ayırmak gerekiyor, karşılaştığınız bir köpek herkese mi saldırıyor yoksa sadece size mi? Sadece sizeyse, sizde onu kışkırtan bir şey var demektir. Yıllar önce Almanya’da bir okula dalan iki Pitbull kalabalık bir öğrenci topluluğu arasından iki Türk öğrenciyi bulup saldırdı. Bu çocuklar görünüm olarak ya da giyim olarak farklı mıydılar? Şüphesiz hayır. Renkleri mi farklıydı? Tabi ki hayır. Ama bir gerçek var ki, bu çocuklar ya da örnek aldıkları ebeveynleri köpekle korkutularak büyütülmüşlerdi. Köpeği görür görmez bağırarak kaçmasının başka nedeni ne olabilirdi ki. Dolayısıyla bu davranışlar nedeniyle kışkırtılan köpekler zavallı çocuklarımıza saldırmışlardı.
Demek ki toplum olarak ilk yapmamız gereken şey köpeklere karşı olan bu ön yargıları yıkmak, köpek korkusunu ortadan kaldırmak. Eğer başarılı olamazsak bu saldırı haberlerini sürekli duyar ve duydukça köpekten daha da korkar bir toplum haline geliriz. Böylece bu durum kısır bir döngü halinde devam eder durur. En sık saldırma nedenleri şunlardır:
- Kendini koruma, tehlikede hissetme, ürkme ve panik halleri
- Ailesini koruma, Alanını koruma
- Kaynak koruma, paylaşmama (yavrusu, yuvası, dişisi, sahibi, oyuncağı, yemeği vb.)
- Kışkırtıcı sinyaller: İnsanların kaçması, çığlık atması ya da ani hareketleri
- Köpeğin yaralanması ya da hastalık nedeniyle kendini güçsüz ve savunmasız hissetmesi
- Köpeğin daha evvel zarar görmüş olduğu bir uyarana benzer bir uyaranla karşılaşması: Örneğin sopayla daha önce dövülmüş bir köpeğin eli bastonlu, sopalı ya da silahlı adama, şemsiyeli kadına saldırması gibi) Agresyona yol açan davranış bozuklukları
Köpeklerin daha çok çocuklara saldırmasının bir nedeni var mı?
Köpekler iki nedenle çocuklara daha çok saldırabilir. Birincisi çocuklarla yaşadıkları olumsuz deneyimleri olabilir. Nitekim çocukların köpeklere yaklaşımı bazen çok hatalı olup onların canlarını yakacak davranışlarda bulunabilmektedir. İkincisi çocukların hareketleri, çıkardıkları sesler köpeklerde saldırıyı uyarıcı nitelikte olabilir. Hele ki gereksiz yere köpeğin önünden çığlık atarak kaçıyorsa bu birçok köpekte avlanma dürtülerini ve saldırganlığı uyarabilir.
Özellikle kırsal mahallelerde bu bilinç daha zayıftır ve çocukların köpekleri kışkırtmalarına, dolayısıyla ısırılmalarına daha sık rastlanır. Saldırganlık bir davranış bozukluğu mudur?;
Yukarda, köpek için agresyonun doğal ve gerekli olabilecek bir davranış olduğunu söylemiştik. Ancak saldırıyla saldırganlığı yani agresyonla agresifliği ayırt etmemiz gerekir. Köpeğin birisini ısırması ille de onun agresif olduğunu göstermez. Agresyon belli sinyallerle üretilen doğal bir davranıştır, agresiflik yani saldırganlık ise bir davranış bozukluğudur.
Peki, tehdit altındaysak ne yapmalıyız, Isırılmayı nasıl önleriz?;
Bunu önlemenin en iyi yolu onları tanıyıp, kışkırtıcı sinyallerin önünü kesmektir. Ancak tanımadığınız bir köpekle karşılaşırsanız:
Köpekler hareketli nesneleri kovalamayı severler. Bu onlarda avlanma güdüsünü dürtüler. Köpekler sizden hızlı koşar kaçamazsınız. Onu hiç umursamıyor gibi, ona bakmadan ancak tam sırtınızı da dönmeden sakin ve emin adımlarla uzaklaşın ama kaçma şansınız yoksa hiç denemeyin aksine ağaç gibi hareketsiz kalın.
- Uzaklaşamadıysanız ve mümkünse korktuğunuzu belli etmeyin ve kendi kendinize korkmadığınızı telkin edin, sizi koklamak isterse izin verin.
- Ani hareketlerden kaçının. Köpek beden dilini kullanın.
- Çığlık atmamaya çalışın, çünkü çığlık onu iyice heyecanlandırır.
- Ceket, palto vb. giyiyorsanız çıkarın ve aranıza alın.
- Bisikletle giderken sizi kovalarsa, hemen durup inin ve bisikleti hayvanla aranıza alın, yavaşça gerileyin.
- Eğer saldırıya uğradıysanız ve kurtulma imkânınız yoksa yavaşça yere yatın ve top gibi kapanın; kafanızı ve boğazınızı el ve kollarınızla koruyun. Ölü taklidi yapın. (Hızlıca yatma ve çömelme hareketlerinden kaçının)
- Kendi köpeğiniz bile olsa anesteziden uyanan köpeğe yaklaşmayın, kokunuzu alamadığı için sizi tanımaz.
Birkaç önlemi sıraladık ama öğrenmemiz gereken konular o kadar çok ki bu sayfalara sığması mümkün değil. Bunların sürekli bir eğitim programı halinde eğitim kurumları, medya, STK’lar ve resmi kurumlar el ele vererek, çocuk yaşlı demeden tüm topluma aktarılması büyük önem taşıyor.
Sürekli ve kampanya şeklinde olmazsa bir işe yaramayacağının, hele ki okullara göndereceğimiz, uzmanlığı da şüphe götürür birkaç konuşmacıyla halledebileceğimiz bir şey olmadığının altını çizmek istiyorum, Toplumda bu bilincin gelişmesini ve köpeklerin korkulacak değil, dostluklarıyla mutlu olunabilecek hayvanlar olduğunun biran evvel anlaşılmasını dileyerek hepinize sevgilerimi sunuyorum.
Prof. Dr. H. Tamer Dodurka