İnceliyoruz, derken hehangi bir konuyu incelemekten söz etmiyorum. Onu zaten yapıyoruz. Sürekli inceliyoruz, hatta ince eliyor sık dokuyoruz. Ama ne yapsak olmuyor maalesef. “Bu ülke nasıl bu hale geldi?” gibi bir klişeye girmeyeceğim. Neyin nasıl olduğunu biliyoruz. Biliyoruz bilmesine de; zaman zaman, hatta her zaman neyi nasıl yapacağımızı bilemiyoruz. Mesela kıymeti kendinden menkul firmaların, sağda solda attıkları “hayvan sever sloganlar” ortalığı çınlatırken iş elini taşın altına koymaya gelince büyük çoğunluğu ortadan kayboluveriyor bir anda.

İlk günden, ilk sayıdan bu yana zaten günümüz koşullarında bir dergi yayımlamanın, hele ki “hayvansever yaşam tarzı dergisi” iddiası ile yayımlamanın kazanç sağlanabilecek ticari bir faaliyet olarak görülmesinin mümkün olmadığı son derece açık. Ancak tabii aynı zamanda ciddi maliyetleri de birlikte getiren bir faaliyet olduğu da bir o kadar açık. Bu vesileyle, ilk sayımızdan bu yana bizden desteğini hiç esirgemeyen TEMİZMAMA (ÇAĞATAY PETFOOD) ve CANIFORNIA DOG HOTEL, TAURO PROLINE, SMYRNA GIANTS (HM DAĞITIM) a ve bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm reklam verenlerimize tüm 4P1K ailesi adına içtenlikle teşekkür ediyorum. (Tabii bu derginin var olmasını ve yaşamasını sağlayan hiç bir yazarımızı da atlamak istemem.) Hepimizin yeni yılı kutlu, mutlu ve umut dolu olsun.

Bu ülkede bugüne dek yaşam hakkına saygı çerçevesinde hayvana, doğaya, sanata saygı prensibi ve hayvansever yaşam tarzı mottosuyla yayın yapan, üstelik bu yayını bu kadar uzun süre devam ettirmeyi başarmış başka bir dergi olmadığını biliyoruz. Keşke olsaydı, keşke olabilseydi. Olumlu, olumsuz tüm süreçlerle birlikte bizler, artık manevi bir bayrak olan dergimizin yayınını sürdürmeye devam ediyoruz ve edeceğiz, ancak maalesef ülkedeki hemen herkes ve her şey gibi biz de inceliyoruz. Bu incelme, içeriğimizin zayıflamasına neden olmasın diye de elimizden gelen tüm gayreti gösteriyor ve teknolojinin tüm olanaklarını da sonuna kadar kullanıyoruz. Bu sayı, sekizinci kez yayımlanan yeni yıl (kış) sayımız. Umuyorum havalar ne kadar soğuk olursa olsun içimizi sıcak, kalplerimizi yumuşak ve zihnimizi açık tutabileceğimiz bir sene olur 2025. İçten içe inancımı yitirdiğim anlar olsa da, umudumu asla yitirmiyorum ve yitirmeyeceğim. Ne ülkem ne de insanlık adına.

Bizimle yürüyenlere, bizimle olmasa da aynı yolda yürüyenlere, yardıma ihtiycı olan tüm canlı varlıklara, kendi canından can katmaya çalışan herkesin önün de saygıyla bir kez daha eğiliyorum. Lafa gelince mangalda kül bırakmayıp, icraatta ortadan kaybolanları da kendileriyle başbaşa bırakıyorum.

Nazım’ın inancına sarılıyor ve; “Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler”
diyorum.

Dosttan dosta sevgiyle...

Paylaş